Emanet’e İhanet.

Elif Doğa
1 min readAug 14, 2021

--

İnsanlar hayatımızdan giderken,

Sevdiğimiz kıyafetlerimiz deterjanlarla solarken,

Yıllar önce kaybettiğimiz eşyaları bulduğumuzda yaşadığımız his ile,

Geçmişte sahip olduğumuz ‘şeylere’ karşı nostaljik bir sızı olur burnumuzda.

Ama fark etmeyiz ki,

Hiç bir ‘şey’,

Bizim değildir,

Her şey, bize bu dünyada sadece emanettir.

Sevgimiz, tutkumuz, kağıttan yaptığımız gemiler ve daha nicesi.

İnsanlığın anı yaşayamıyor oluşundan kaynaklı doğan sahiplenme ihtiyacı, bizlere ‘elvedalar’ı hüzünlü kıldırıyor; kimi zaman acı çektiriyor.

Oysa bilmiyoruz ki, sevmeyi iliklerimize kadar hissetmeyi,

Bilmiyoruz ki bir çocuğun gülüşüyle zamanın durduğunu,

Bilmiyoruz ki, suyu yudum yudum içmenin güzelliğini,

Bilmiyoruz ki, kimi zaman affetmenin, kimi zaman ‘hoşçakal’ diyebilmenin özgürlük oluşunu.

Ne demiş Buddha?

“Sonunda sadece üç şey önem taşır: Ne kadar sevdiğiniz, ne kadar nazik yaşadığınız ve sizin yazgınızda olmayan şeylerden nasıl zarafetle vazgeçebildiğiniz”

Vazgeçelim sahiplenmekten,

Sevelim ama alışmayalım.

Kendimizi bir başkasına zorla bağlamayalım.

Yaralarımızı bir başkasıyla değil,

Gerekirse kendimiz saralım, saramazsak da bırakalım kanasın kabukları,

Ölürken bedenimizi bile götüremiyoruz yanımızda.

Hayat kısa,

Boşver bakalım tadımıza.

--

--