Neden Okuyorum?

Elif Doğa
2 min readMay 25, 2021

--

Neden okur insan? Ben ne için okuyorum?

Fabrika dumanlarıyla her geçen gün artan hava kirliliğinin, git gide yükselen işsizlik oranlarının, sene olmuş 2021 çocukların oyun oynamak yerine HALA çalışmak zorunda olduğu caddelerin, hastalığın tedavisi olmadığı için değil; ilaçlara (ya da medikal yardıma) ulaşamayan insanların olduğu gerçeğinin, sokaklarda işkence gören hayvanlarının çaresizliğinin, evine ekmek götüremeyen insanların sessiz çığlıklarının, olmadığı bir dünyaya kaçmak için okuyorum.

Dünya gündemine bakabilmek için değil, görebilmek için okuyorum. Sistemin insanlığa dayattığı “tüketme” ihtiyacına bir nebze de olsa, dur diyebilmek için okuyorum.

Vicdanı körelmiş insanlara, sevginin içindeki gök kuşağını olur da bir gün gösterebilirim belki diye okuyorum.

Aşık olmayı Hollywood’un tek tipleştirilmiş hikayelerinden ibaret olmadığı, toplumsal estetik anlayışının öz değerimi biçmediğini tekrar ve tekrar kendime hatırlatmak için okuyorum.

Kaybettiğim sevdiklerimi, unuttuğum şarkı sözlerini, hayata ettiğim sitemleri, çözmeyi bir türlü beceremediğimiz zamanın anlamını, yaşamın tüm karmaşasına harmanlayabilmek için okuyorum.

Kimi zaman edebi karakterleri, hayatımda ‘keşke tanımasaydım’ dediğim insanlara yeğlediğim için okuyorum.

Müziğin kalbime dokundurduğu fırça izlerini bilinç altımda çözebilmek, dünyayı, tarihi, toplumları en çok da kendimi sorgulayarak benliğimi bulabilmek için okuyorum. Bir ömürlük hayatıma, binbir ömür sığdırabilmek için okuyorum.

Yaşamı anlatırken sürekli onu ‘bitmek bilmeyen bir yol’ olarak betimliyoruz. Oysa o yollar bitiyor. Son durak boşluk. Son durak, tarih boyunca insanlığın beklediği gibi değil.

Bu yüzden ben artık yollarda yürümek (ya da koşmak) için değil, mesela deniz gibi olabilmek için okuyorum. Koskoca deniz, ben ne alakayım demez mi?

Demez.

Deniz olmak, her yiğidin yapabileceği bir iş değil ki! Olgun olacaksın bir kere, sana emanet edilen şeyleri, zamanı gelince olgunca uğurlayabileceksin. Özgür olacaksın mesela, öfkelendiğinde dalgalarınla özgürce ilerleyebileceksin. Ve en son yağmur olacaksın ki, gün gelince tekrar ve tekrar toprağa, buluta karışabilesin.

Nazım nasıl diyor şiirinde “yaşamak ağır bastığından” diye, bir de okumak ağır basacak işte! Bir tutku olacak okumak. Tutunacaksın bir kere. Ve hayat seni ne kadar ters yöne çekmeye çalışırsa çalışsın, sen o sırada çoktan yağmur olmuş bir çiçeğe konmuş olacaksın.

--

--